ADVANCED / ileri seviye

Wish - if only


1. Subject + wish + subject + verb (Simple Past) + rest of the sentence.
Bu yapı şimdiki zamandaki bir dileği ifade eder.

I wish I knew Japanese. (Keşke Japonca bilsem.)
He wishes he went to Antalya. (Istanbul'a gitmeyi istiyor.)


2. Subject + wish + subject + verb (Past Perfect) + rest of the sentence.
Bu yapı geçmiş zamana ilişkin bir dileği ifade eder.

I wish I had passed the exam. (Keşke sınavları geçseydim.)
Mary wishes she had bought a house near the seaside. (Mary deniz kıyısında bir ev almış olmayı istiyor.)


3. If only + subject + verb (Simple Past) + rest of the sentence
Bu yapı 1. kalıp ile aynı anlamı vermektedir.

If only We had more money. (Keşke daha çok paramız olsa.)
If only I knew where he was. (Keşke onun nerede olduğunu bilsem.)


4. If only + subject + verb (Past Perfect) + rest of the sentence
Bu yapı 2. kalıp ile aynı anlamı vermektedir.

If only you had told me the truth. (Keşke bana gerçeği anlatmış alsaydın.)
If only I had acted honestly. (Keşke dürüstce davranmış olsaydım.)




ADJECTIVES ENDING IN -ED AND -ING


a) Sonu -ed, -ing ile biten pek çok sıfatlarlar vardır. Örneğin; interesting, interested, boring, bored gibi. Sonu -ed ile biten sıfatlar insanlar için kullanılır ve insanların içlerinde hissettikleridir.

I am interested. (İlgiliyim, ilgi duyuyorum.)
She is bored. (onun canı sıkkın.)
They are surprised. (Onlar şaşkın.)


b) Sonu -ing ile biten sıfatlar ise hem insanlar hem de nesneler için kullanılabilir. Genelde bizim dışarıdan algıladıklarımızdır.

Her job is very interesting. (Onun işi çok ilginç.)
She is very boring person. (O çok sıkıcı bir kişi.)

Aşağıdaki cümleleri çalışın;

Someone is surprised because something is surprising.
Someone is disappointed because something is disappointed.
Someone is tired because something is tiring.


c) Sonu -ing ve -ed ile biten diğer sıfatların listesi aşağıdadır.

amazing - amazed
amusing - amuzed
annoying - annoyed
astonishing - astonished
confusing - confused
depressing - depressed
disgusting - disgusted
embarrassing - embarrassed
exciting - excited
exhausting - exhausted
horrifying - horrifyed
fascinating - fascinated
frightening - friightened
terrifying - terrified
shocking - shocked
worrying - worried
satisfying - satisfied


AS CONJUNCTION ("AS" BAĞLACI)


"As" bağlacını üç yapıda inceleyelim:

a) Reason. Bazı cümlelerde 'as', 'because' anlamında kullanılır.

As I was feeling tired, I went to the bed early.
Yorgun hissetiğim için erken yattım.

As today is a public holiday, all the shops are closed.
Bugün resmi tatil olduğu için tüm dükkanlar kapalı.

b) When. Bazı cümlelerde 'as', aynı anda yapılmakta olan iki eylemi ifade etmek için kullanılır. Dikkat ediniz bu yapıda kısa eylemler vardır. süreklilik yoktur.

Turn off the light as you go out.
Dışarı çıkarken lambayı söndür.

As we walked along the street, we watched the windows of the shops.
Cadde boyunca yürürken, dükkanların vitrinlerini seyrettik.

As she grew older, she grew prettier.
Yaşlandıkça, güzelleşti.


c) While. Bazı cümlelerde 'as', iki eylemden birinin devam etmekte olduğunu anlatırız. Dikkat ediniz bu yapıda süreklilik ifade eden eylemler vardır. As Past Continuous Tense ile kullanılmaktadır.

As we were going out, it started to rain.
Biz dışarı çıkıyorken, yağmur yağmaya başladı.

The child slipped, while he was getting off the bus.
Çocuk otobüsten iniyorken, kaydı.


d) like. As bazen de gibi anlamında kullanılır. Bu yapıda as + özne + fiil kullanımına dikkat ediniz.

As you know, it is my girlfriend's birthday next week.
Bildiğin gibi, gelecek hafta kız arkadaşımın doğum günü.

John failed his driving test, as we expected.
John beklediğimiz gibi sürücü imtihanında başarısız oldu.


e) As bazen de edat olarak kullanılır. Bu kullanımda as, olarak anlamına gelir. Bu yapıda as'den sonra isim kullanılır.

When I was a student, I worked as a taxi driver.
Ben öğrenciyken, taksi şöförü olarak çalıştım.

Mary once worked as a tourist guide.
Mary bir zamanlar turist rehberi olarak çalışmıştı.



AS IF, AS THOUGH (SANKİ)


a) As if kullanarak birinin ya da birşeyin nasıl göründüğünü (look), hissettiğini (feel), gibi geldiğini (sound) anlatabiliriz.

The house looked as if nobody was living in it.
Evde sanki hiç kimse yaşamıyormuş gibi görünüyor.

Mary sounds as if she's got a cold.
Mary sanki soğuk almış gibi görünüyor (geliyor).

I have just come form holiday and I am very exhausted. I feel as if I haven't had a holiday.
Tatilden şimdi döndüm ve çok bitkinim. Sanki tatil yapmamışım gibi hissediyorum.


b) Cümleyi it öznesiyle başlayabiliriz ve it looks, it sounds, it smells as if (as though) gibi kullanabiliriz.

John is very late. It looks as if he isn't coming to the party.
John çok geç kaldı. Sanki partiye gelmeyecekmiş gibi görünüyor.

The music is too loud. It sounds as though they are having a party.
Müziğin sesi çok yüksek. Sanki parti yapıyorlarmış gibi geliyor.

It smells as though you have smoked here.
Sanki burada sigara içmişsin kokuyor.

Not: Bu kullanım as if yerine like kullanılırak da yapılabilmektedir. Öğneğin: it looks like, it smells like, it sounds like gibi.

c) as if'i diğer fiillerle de kullanabiliriz.

She ran as if she was running for her life.
Sanki hayatı için koşuyormuş gibi koştu.

He behaved as if nothing had happened.
Sanki hiç birşey olmamış gibi davrandı.

They looked at me as if I was mad.
Deliymişim gibi bana baktılar.


d) Bazen as if'den sonra geçmiş zaman kullanabiliriz, fakat anlam geçmiş zaman olmaz. Düşüncenin gerçek olmadığını bu şekilde ifade etmiş oluruz.

I don't like Jane. She talks as if she knew everything.
Jane'i sevmiyorum. Herşeyi biliyormuş gibi konuşuyor.

John is 20 years old. Why do you talk to me as if he were (was) a child.
John 20 yaşında. Neden onunla çocukmuş gibi konuşuyorsun.


SUBJUNCTIVE (Dilek kipi - istek kipi)


a) If, wish, as though yapı sözcüklerinden sonra 1. ve 3. kişilerle was yerine were kullanılması gerçeğe aykırı, varsayıma dayanan durumları anlatmak içindir.

If I were you, I wouldn't do this.
Senin yerinde olsaydım, bunu yapmazdım.

I wish it were Sunday today.
Keşke bugün pazar olsaydı.


b) Resmi dilde kullanılan iki biçimi vardır:
That'den sonraki cümledeki fiillerin kök halinde bulunduklarına dikkat ediniz. Fiil hiç bir şekilde takı almaz. ( Örneğin, 3. tekil şahıslarda fiile -s eklenmez.)


1) Subject + ask, demand, request, insist + that + sentence

They insist that the meeting be held tomorrow.
Toplantının yarın yapılmasında ısrarlılar.

The teacher recommended that the student wait for a while.
Öğretmen öğrenciye bir süre beklemesini tavsiye etti.


2) It (there) + be + adjective + that + sentence

It is essential that the prices be payable.
Fiyatların ödenebilir olması esastır.

There was a suggestion that the meeting be held tomorrow.
Toplantının yarın yapılması konusunda bir öneri vardı.

It was important that you come to the interview on time.
Senin mülakata zamanında gelmen önemliydi.